Üstün Zekalı ve Yetenekli öğrencilerin tespiti ve ihtiyaçlarının karşılanması özel bir ihtisas alanıdır. Maalesef mevcut eğitim sisteminde bunun sorumluluğu sınıf öğretmenlerine yüklenmektedir. Eğitim sistemimizin içinde bulunduğu şartlar göz önündedir, kalabalık sınıflar ikili öğretim, sorunlu öğrenciler ve velilerle uğraşmak zorunda kalan sınıf öğretmenlerinden; bu çocuklara özel bir ilgi göstererek ihtiyaçlarını karşılamaları beklenemez. Saatlerce kendilerine göre daha düşük tempolu, monoton bir sınıf ortamında tutulmalar başlı başına bir faciadır. Bu çocukları diğer çocuklardan farklı kılan özellikler, sınıf öğretmenlerince sorun olarak görülebilmekte ve uyum sağlamaları adına daha bu çocuklar henüz tespit bile edilmeden köreltilebilmektedir. Sınıf öğretmenleri okudukları bölümlerde buna yönelik bir eğitim ve formasyon almamışlardır. Özellikle şiddet ve sindirmeye dayalı eski eğitim metodlarıyla öğrencilerini belli bir kalıba sokmaya alışkın klasik eski öğretmen tutumları bu çocukların daha hızlı körelmesine neden olabilmektedir.
Çocukların kapasitelerini en iyi şekilde kullanabilmesi ve geliştirebilmesi, öncelikle yeteneklerinin farkında olmasına bağlıdır. Bu çocukları “en verimli oldukları alana yönlendirme, uygun öğretim yöntemiyle doğru startejiyi belirleme” sorumluluğu üstüne yıkılan sınıf öğretmenlerinin, bu alanda gerekli formasyona sahip olmadıkları ve Türkiye şartlarında özellikle taşrada yüksek mevcutlu sınıflarda bu beklentilerin gerçekçi olmadığı çok açıktır.
Tüm Vatandaşlarına ihtiyaç duydukları Eğitim imkanını sağlamak Devletin asli görevlerindendir. Bu çocuklarla ilgilenecek öğretmenlerin doğru bir şekilde yetiştirilmesi gerekmektedir. Maalesef bu konu ihmal edilmektedir. Bu alanda yetişmiş öğretmenler bulunmakla beraber sayıları ihtiyacın çok çok altındadır. Devlet bu alanda görevlendirilecek öğretmenleri yetiştirmek, bu çocukların öğrenimi ve sağlıklı gelişimleri için gereken uygun ortamı sağlamak veya bunu sağlayan özel ve vakıf kurumlarında yeteneklerini geliştirmeleri için kendilerine olanak sağlamakla yükümlüdür. Bu çocuklar, toplum için yeni ufuklar açacak, belki yeni keşiflerde bulunabilecek kapasitedeki çocuklardır. Bu çocukların mevcut eğitim sistemi içerisinde “eğitilmeye” (köreltilmeye) çalışılması tempolarının yavaşlamasına ve en verimli çağlarının gereksiz ödevlerle harcanmasına sebep olmaktadır.
Bu çocuklar çabuk öğrendiklerinden; zamanla sınıf içerisinde sıkılmakta ve ders temposunu takip etmeyi bırakmaktadırlar. Sınıf içerisindeki uyumsuz ve dikkat çekmeye yönelik hareketlerinin kaynağı budur. Bu çocuklardan belli bir çizginin üzerinde olanlarının standart bir eğitim sistemi içerisinde yetiştirilmeleri mümkün değildir. Bundan dolayı bu çocuklara mutlaka klasik eğitim sistemi dışında öğrenim imkanı sağlanmalıdır.
Yasin EMRAK – 29/10/2014
(1)Beğenmedim
(0)